Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilmesi uygulanacak hükümler ve davanın görüleceği mahkemenin belirlenmesi bakımından önemlidir.
- Mutlak Ticari Davalar
Mutlak ticari davalar TTK’de ve özel kanunlarda sayılmıştır. Örneğin; TTK’de düzenlenen hususlardan kaynaklanan davalar, bir malvarlığı veya işletmenin devralınmasından doğan davalar, yayım sözleşmesi ile ilgili davalar, fikri mülkiyet hukukuna ilişkin mevzuattan doğan davalar TTK’de mutlak ticari dava olarak satılmıştır. Finansal kiralama kanunundan, kooperatifler kanunundan, TİRK’den doğan davalar ile İİK’deki iflas davası özel kanunlarda sayılan mutlak ticari davalardır.
- Nisbi Ticari Davalar
Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan hususlardan(örneğin uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanabileceği gibi, haksız fiilden de kaynaklanabilir) doğan davalar ticaridir.
- Havale, Vedia ve Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticari İşletmeyi İlgilendiren Davalar
Burada, bir davanın ticari dava olarak kabul edilmesi için uyuşmazlığın sadece havale[1], vedia[2] ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan kaynaklanması yetmeyecektir. Bunun yanında meselenin bir tarafın ticari işletmesin ilgilendirmesi de aranacaktır.
[1] Para, kıymetli evrak ya da diğer misli şeylerin verilmesi ve kabzolunması (alma, elde tutma) için verilen iki taraflı yetki.
[2] Saklayıcının, saklatanın kendisine bıraktığı taşınır bir şeyi kabul etme ve onu güvenli bir yerde koruma borcu altına girdiği sözleşme.
TTK’ye göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Yukarıda bilgilere bakıldığında Ticaret Hukukuna istinaden önümüze,
Tacir,
Ticari İşletme,
Devir,
Rehin,
Ticari İş,
Ticari Yargı,
Tacir Sorumluluğu,
Tacir Yardımcıları,
Ticaret Ünvanı,
Ticaret Sicili,
Haksız Rekabet,
Ticari Defterler,
gibi bir çok kavram ortaya çıkmakta ve bu kavramlar Türk Ticaret Kanunu ile düzenlenmektedir.
